İltica İle Yeniden İmtihanımız
- YAZARLAR
- 9 Mart 2022
Rusya-Ukrayna savaşının neticesinde 1 milyon kadar insan Ukrayna’yı terk ederek batı Avrupa ülkelerine iltica etti ve ediyor. Her savaşta olduğu gibi bu savaşın da en büyük kaybedeni masum sivillerdir. Dualarımız Ukrayna’daki bu masum insanlarladır. Umarız en kısa zamanda sulh sağlanır, insanlar huzura kavuşur ve bu savaş daha büyük felaketlere yol açmaz.
Müslüman Mülteciler Üzerinden Siyaset
Karşı karşıya kaldığımız bu durum mülteciler için büyük bir ferdî imtihan olduğu gibi onları kabul eden toplumlar için de bir test mahiyetindedir. Zira 2015 sonrası Suriye savaşının neticesinde meydana gelen göç ve beraberinde getirdiği tartışmalar hepimizin zihninde tazeliğini koruyor. O zaman bir taraftan bizlerin de yaşadığı Avrupa toplumlarında ciddi manada hoşgörü hâkim idi, bilhassa göçün ilk aylarında. Ama daha sonraki süreçte atmosfer değişti. Bazı sağ tandanslı veya ırkçı grup ve partilerin ve medya organlarının tetiklemesiyle hoşgörü kültürü zayıfladı ve çoğunluğu Müslüman olan mülteciler üzerinden siyaset yapıldı. Tabi bunların karşısında zamanın şansölyesi Angela Merkel başta olmak üzere birçok mutedil ve aklıselim siyasetçi, bilim insanı ve sivil aktörler de vardı. Ama neticede Suriye mültecileriyle imtihan olan Avrupa toplumlarının imtihanı olumlu başladıysa sonunda ayrımcılığın pekişmesine (de) sebep oldu.
[post-refarans id=”30979″ taraf=”sol”]
Toplumsal İmtihan
Şimdi yeni ve öncekinden biraz farklı bir toplumsal imtihan ile karşı karşıyayız. Yine savaş bölgesindeki yurtlarını terk etmek zorunda kalan mülteciler söz konusu. Yine gelenlere yardım etmek durumunda misafirperver insanlar var. Biz Müslümanlar bu insanlardanız, çünkü yolda kalmış, yardıma ihtiyacı olan mağdurun soyu, ırkı, dini sorulmaz, önemli değildir. IGMG Berlin Bölgesi’nin yaptığı gibi gıda, barınak ve diğer her türlü destek vermemiz dinî bir vecibedir. Bu bağlamda biz de Ukrayna Müftüsü Ahmet Tamim ile bir görüşme yaparak, Hasene derneğimiz aracılığı ile Ukrayna, Polonya ve Romanya sınırındaki savaş mağdurlarına gerekli desteklerin verilmesi için çalışmaları başlattık.
Mülteciler “bizden birileri”
Bu sefer mülteciler -bazı gazetecilerin tabiriyle- “bizden birileri”, yani Orta Doğu’dan değil Avrupa’dan, Müslüman değil Hristiyan, siyah saçlı değil sarışın… Böyle bir yaklaşım son derece tehlikelidir, çünkü üstünlükler üzere kuruludur ve ırkçı bir bakış açısıdır.
Bizlere yakışan ise göçmen geçmişe sahip insanlar olarak ve son olarak 2015’da başlayan göç tecrübesinden hareketle muhtaç olanlara kayıtsız olarak destek olmak, göçü dünyamızın bir realitesi olarak kabul etmek ve beraberinde getirdiği yeni imkânlara odaklanmaktır. Ancak o zaman iltica edenlerle imtihanımız başarıyla sonuçlanabilir.